8 Aralık 2014 Pazartesi


bazen istediğim de oluyor, sevdiğim de,
denizin kokusunu paylaşmak zorunda olmamasını ciğerlerimin bir başkasıyla. 

ama kolay değil, hele bazen hiç değil
yemek için oturduğun lokantada bile, garsonun gözünden okur gibi "yalnız mısınız?" demesi. 

                                                                             1 mart 2013 / kadıköy - lokanta

annemden cevap

boşver,
olmasın kimseler yanında, cebinde gıcırından ikiyüzlükler. 

bir yudum çayın sıcaklığı, 
bir de ağzının tadı varsa,
yürürken elin cebinde,
gözün sokak kedilerinde,
çantanda aklının kaldığı "kırmızı pazartesi"
oh ne ala...

                                                                                        1 mart 2013 

28 Ekim 2014 Salı

mayıs özlemi


bu sabah erken uyanıp, ilk vapurla kadıköy'den adalara geçmek vardı. 
üst kata oturur, rüzgar püfür püfür estirirken dalgaları seyreder, martılarla oynaşırdım. 
sonra ver elini büyükada. 
öyle olmadı vesselam.
güneş mahmurluğundan mıdır,
yatağımın rahatlığından mıdır bilmem. 
uzaklarda iki sevdiceğimi düşlemek dururken yanıbaşımdakini gönül neylesindi,
yılmaz peşrev başa sarıp sarıp çaladursundu,
bugün de akşamı  boğaziçi'nde etmeye niyetlendim. 
          
                                                                                 3 mayıs 2014 

rüya


tam da böyle bir gecede
gökten ilk kar düştüğü vakit gelmelisin bana
aylardan aralık olmalı
anahtarınla girmelisin evime
odama sualsiz gelmelisin
ben seni gördüğüme şaşırmamalıyım
ceketini çıkarıp yayılıverirsin yanıma
kitabımı bırakır başımı omzuna yaslarım
öylece dururuz
ben sabahlığımı çözüveririm 
sen gecenin sessisliğini
sabah yalnız uyanmalıyım
dışarıda diz boyu kar olmalı
basılmamış lekesiz beyazı gözümü almalı
tam da böyle bir sabahta 
ne ben gittiğini bilmeliyim
ne de sen gelmiş olmalısın

                                           aralık 2013 / 01.30

nar


Evde yalnız oluşumla ilgisi vardır belki şu masada oturuşumun. Önümdeki notların aynı sayfada kalışıyla, sonbaharın bu yıl İstanbul'a hiç gelmemesi ne gibi bir nedene bağlanabilir ki? Gün boyu yağmur yağmasıyla, Kadıköy'ün öyle kokması arasında bir bağlantı yok nasılsa. 
Dün geceden beri apartmanda kalorifer yanıyor. Kestane mevsimi, bu. 
Demli ve şekersiz çay içişimin, eski yeni şarkılar dinleyip aile fotoğraflarına bakıyor oluşumla ilgisi vardır belki. Ama tüm bunların, bu yaşlarda en sevdiğim meyvenin nar olmasıyla elbette hiçbir bağlantısı yok. 

                                                                                                                                    21.10

24 Ekim 2014 Cuma


gitmez dediklerim gitti
hayatıma girdikten sonra bir daha gitmeyeceğini anladığım bir tek sen oldun
en yorgun anlarımda hissettirdin varlığını
uykusuz gecelerimin sabahında başımı yastığa seninle koydum
en yalnız anlarımda, sen hep orada
sağımda, ya da solumda
baş ağrım
ömür törpüm

                                                                                     "migrenime"

23 Ekim 2014 Perşembe

görü


pek saygılı bir kediydi
taşıttan inip karşıya geçişimi görmedi
lakin kaldırım boyunca gelişimi bekleyip kenara çekiliverdi
sonra benden önce koştu döneceğim köşe başına
yan apartmanın siyah beyaz karolarını iki yıldır yeni fark ediyor olmam umrunda olmayacaktı
ki aldırmadı devam etti yürümeye sokak lambasına doğru
ben yüzüne vuran solgun sarı ışıkta bu yorgun gecenin ikinci farkındalığını yaşıyordum
onunsa görmeyen gözleriyle göz göze oluşum hiçbir zaman umrunda olmayacaktı

                                                                                                       çiçekçi/üsküdar

21 Ekim 2014 Salı


zamanı geçirmek için bir çay daha söyleyip soğuttuğumuz,
havaya rağmen dışarıda oturduğumuz gecelerde,
sadık dostlarımızın demlik fokurtusu ve tabure gıcırtısı olduğu,
hangi şehirde olduğumuzu unutmak için bir an olsun boğaza sırtımızı döndüğümüz kahvelerde,
kolay da olmuyor yalnızlığınla iki lafın belini kırmak.

                                                                                                        -2013